KAPIDAĞ'IN İNCİSİ OCAKLAR'A…

Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni, ayni zamanda Rint Tiyatro Eski Genel Sanat Yönetmeni de olan yazar Polat Yıldız İstanbul'dan Erdek Ocaklar'a tatile geldi. Geçmişte birçok tiyatro oyunu sergileyen, çeşitli dergi ve haber sitelerinde bireysel söyleşileri yayımlanan Yıldız, bu tatil sonrası izlenimlerini de yazdı. Tatil sürecini ayrıntılı bir şekilde anlatan Polat Yıldız, bu gezi yazısını Balıkesir Haber TV'ye de gönderdi. Kendisine biz de teşekkür ederek, okuyucularımıza sunuyoruz… 


Yıl 2024, aylardan Temmuz. Bu sıcak zamanların ilk günlerinde henüz sabahın 7'sinde eşyalarımı toplamış, bavulum elimde, çantam sırtımda yola koyuluyorum. Az uykulu, biraz dikkatlice Taksim üzerinden Yenikapı İDO iskelesine ulaşıyorum. Vapurum saat 09:00'da beni Bandırmaya götürmek üzere iskeleden kalkacak. O sırada karnımı doyurmayı düşünüyorum. Simit ve çay eşliğinde bu sıcak yaz günü sabahı Erdek'e ayak basacağım yolcuğun sonunu hayal ediyorum.


Buraya gitmeden evvel üzerine yazılan yazılardan ve yapılan paylaşımlardan haberdar oluyoruz elbette. Ancak kendi gözlerimle görmeyi ve yarattığı ihtivayı merakla bekliyorum. Bir müddet sonra vapur yolcuğumuz başlıyor. Yaklaşık iki buçuk saat süren bu yolculuk esnasında önce İstanbul'dan yavaş yavaş uzaklaşırken bu koca kenti arkamızda nasıl bıraktığımızın düşüncesi içimizi kaplıyor. Sanki o koca koca binalar, biz uzaklaştıkça arkamızdan birer birer denize gömülüyor. Bir anda gözden kaybolunca İstanbul, Marmara denizinin tam ortasında kalıyoruz. Ağır ağır güneybatı yönünde Bandırma limanına ilerliyoruz. Deniz yolcuğu güzeldir aslında, İstanbul'da köprüler yapılmadan evvel karşıya geçmek isteyen herkes vapur kullanırdı. Teknoloji gelişti, mesafeler kısaldı ama her şey aynı keyfi veriyor mu sorusu hala tam cevabını bulabilmiş değil. Yolculuk bitiminde Bandırma ilçesi karşılıyor bizi. Balıkesir'in büyük ilçelerinden ve üretim merkezlerinden biri olan bu önemli ilçe deniz boyunca uzanan kafeleri ile yolcuları karşılıyor. Biz de öğle sıcağından çok fazla etkilenmeden Bandırma'yı kendi başına bırakarak hemen iskelenin sağ tarafından 150 metre ilerideki duraklardan Erdek midibüsüne binerek yolculuğumuza devam ediyoruz.


Bandırma- Erdek arası yaklaşık 20 km ve yarım saat sürüyor. Kendi aracınız yok ise bizim de kullandığımız gayet konforlu sayılabilecek midibüsler ile Erdek'e ulaşım sağlıyorsunuz. Bu kısa süreli yolculuk boyunca yol kenarlarında eşsiz manzaralara tanık oluyorsunuz. Çeşit çeşit meyve ağaçları, yemyeşil bahçeler, uzun mu uzun tarlalar yolun iki tarafını kaplamış şekilde sizi bir tünel içinde götürüyor. Ayrıca Erdek'in de içinde bulunduğu Kapıdağ yarımadası da bir süre sonra (buranın meşhur rüzgâr türbinleri ile) sizi karşılıyor.


Erdek, Marmara bölgesinin önemli bir turizm beldesi. Bu bölgenin insanı başta olmak üzere Türkiye'nin çoğu bölgesinden buraya turizm yaz boyunca devam ediyor. Balıkesir'in meşhur Cunda ve Paşalimanı ve Marmara Adaları'na da buradan feribotla ulaşım sağlanıyor. Ege ve Akdeniz'deki çoğu tatil yerlerine göre daha ekonomik olduğunu söylemek de mümkün. Aynı zamanda karayolu ulaşım ağı içerisinde İstanbul, Ankara güzergâhına direkt ulaşım sağlayabilen bir belde burası. Havası sıcak ama denizi ve muhteşem manzarası içinizi serinletmeye birebir.
Erdek merkezi kadar, Erdek'te bulunan birçok tatil köyü de mevcut. Ocaklar, Turanköy, Narlı gibi köyler Kapıdağ yarımadasına birbiri ardına sıralanmış ziyaretçilerine kucak açmış, tüm güzellikleri ile sizleri bekliyor konumdalar.
Biz Erdek merkezden yaklaşık 5km kuzeyde kalan, Kapıdağ yarımdasının batısında yemyeşil ormanın eteklerine uzanmış, deniz boyunca uzayıp giden Ocaklar tatil köyüne devam ediyoruz. Saatimiz öğle 13.00'ü gösteriyorken köyümüze ulaşıyoruz. Yaklaşık 4 saat süren bu yolculukta gördüklerimiz bizi büyülemişken asıl cevherin daha şimdi başladığını hesaba katmıyoruz tabi ki...


Ocaklar Tatil köyü deniz boyunca uzayıp giden, sırtını yeşil dağlara vermiş bir köy. Köy (diğer köyleri de gördüğümüz için söylüyorum) bu yarımadanın en gelişmiş yeri. Ulaşım açısından çok kolay bir mevkide olmakla beraber yerli halkın evleri, düzenleri, sahil yolu boyunca uzanan oteller, işletmeler, dükkânlar ve marketler ile çoğu Anadolu şehrinden daha gelişmiş bir hava bırakıyor sizde.


Biz Ocaklar'ın kuzeyinde bulunan sakin bir muhitte yer alan etrafı çiçeklerle çevrili yeşilliği bol olan ve kendine özel plajı ve aqua parklı havuzu ile hizmet veren Benan Aqua Otel'imize yerleşiyoruz. Buranın insanı da doğası gibi harika demeliyim. Bizi gayet güzel bir şekilde karşılayıp kaldığımız 5 gün boyunca aynı hassasiyetle ile ağırlıyorlar. Açık büfe kahvaltı ve akşam yemeğinden tutun, oda içi hizmetlere kadar ilgileniyorlar. Aynı zamanda birçok insanla tanışmış, sosyalleşmiş oluyorsunuz. Otel sahibi Mustafa Bey ile de genel durum ve tatilimiz özelinde konuşma fırsatı da yakalıyoruz. Aynı zamanda tüm bu süreç boyunca iletişim halinde olup bizi destekleyen Sanem hanıma da teşekkür ediyoruz.


Burada otelimiz dışında sahil şeridi boyunca yer alan pek çok işletmede aynı şekilde güzel hizmet gördük. Akşamları günbatımı sırasında deniz kenarında yürümek, belediyenin hizmete açtığı halı saha, tenis sahası gibi alanları değerlendirmek de tatilin önemli parçalarından oldu.
Özetle bu küçük ama yoğun ve şirin tatil köyünden güzel 5 günün ardından ayrıldık. Eğer sizin de bir gün yolunuz düşerse mutlaka bu sessiz, dingin ve hem doğa hem de deniz ile iç içe olan bu muhteşem köyde muhakkak bir gün de olsa kalınız.

ÇOK OKUNANLAR
BUNLARA DA BAKIN
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR