Sıtkı Şeremetli – Köşe Yazısı

BU ZAMANDA KİMSE SULTAN DEĞİL, HÜKÜMDAR DEĞİL, BEZİRGÂN DEĞİL, BU KADAR GÜVENME HİÇ KENDİNE KİMSE ŞAH DEĞİL, PADİŞAH DEĞİL''

Youtube Kanalı
Abone Ol


Ölüm ne kadar uzaktadır, aklımıza bile getirmeyiz.
Ama ölüm ne kadar hızlı gelmektedir lakin bunu hiç düşünmeyiz.
Hele hele güç, iktidar, mevki-makam, zenginlik sahibi bazılarına bakarsınız ki, kendilerinde sonsuz, hiç bitip tükenmeyecek bir güç var zannederler.
2 gündür körfez bölgemizde sohbet meclislerindeyim.
Anlamlı, güzel, ders verici örneği sizlerle paylaşmak istedim.
xxx
1980 darbe döneminin Balıkesir'de kudretli albayı. Astığı astık, kestiği kestik. Hem tutuklulara ve hem de halka zulmediyor.
Bir gün hiç unutmam gariban bir seyyar simit satıcısını ''Burada simit satmak yasak'' diyerek tekmelemiş ve küçük simitçiyi tablasını devirerek şehrin meydanında evire çevire dövmüştü.
Herkese bağırıp çağıran zorba bir tipti.
Deniz kenarında masada oturmuş çay içiyoruz.
Bir genç kız ve erkek çok yaşlı bir adamın kollarına girmiş adeta sürüye sürüye getirip yandaki masaya oturttu.
Adam da belki de Parkinson var.
Elleri, ayakları, kafası sürekli sallanıyor.
Garson çay getirdi.
Titreyen elleri ile içemedi çayı.
Yanındaki genç kız çay kaşığı ile yudum yudum içirmeye çalıştı çayı.
Kafe sahibi dostumuz. Eğilerek ''Sen bu adamı tanırsın abi'' dedi.
''Kim?'' dedim.
Meğerse bizim o 1980 döneminin işkenceci, zalim albayıymış.
Uzun uzun seyrettim.
Nereden nereye?
Şarkı sözlerindeki gibi diyesim geldi;
''Bu zamanda kimse sultan değil
Hükümdar değil bezirgân değil
Bu kadar güvenme hiç kendine
Kimse şah değil padişah değil''
''Değmez'' dedim kendi kendime, ''Değmez... Dünyada veremediği hesabın bedelini nasıl olsa yarın Allah'ın huzurunda misli ile verecek.
Aman dikkat!
Kul hakkı yemeyin,
Zulmetmeyin, halka hizmet edin,
Özellikle devlet işlerini zorlaştırmayın, kolaylaştırın,
Kibir yapmayın, nefsinizle hareket etmeyin,
Makam ve koltuklar baki sanmayın…
Gün gelir devran döner…
Keser döner sap döner…
Dünyanın kanunu bu;
''İyiler iyilikleri ile kötüler kötülükler ile anılır.
Yaşam dediğimiz böyle bir şey;
''3 günlük dünya, bir avuç toprak''
Herkes bir gün o son yolculuğa çıkacak.
O yolculukta herkes yalnız olacak.
Yolculuk torbasında ise sadece iyiliklerin sevabı, kötülüklerin günahı olacak.
Aynen şairin dediği gibi;
''Artık demir almak günü gelmişse zamandan
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol''
Bilmiyorum başka söze hacet var mı?

Bakmadan Geçme