DEPREMİ UNUTUYORUZ!!!

 

Asrın felaketi olan 6 Şubat depreminin 4 gün önce ikinci yılı doldu. Bir iki gün, gündemin başına deprem oturdu, ardından yine unutulmaya terkedildi. En üstten en alt kademelere kadar ya yeni bir depreme ya da potansiyel belirtilere kadar etkili ve yetkililerin kulaklarının üstüne yatacaklarını söyleyebiliriz…

Biz bu durumdayken Yunanistan’da Santorini yanardağ adasının kuzey doğusundaki, depremciklerin yoğunlaştığı Amorgos çukuru içinde 3 tane deniz altı yanardağı belirlendi; 1. Cristina 2. Nea Kamena(Santorini) 3. Columbus… Bunun üzerine geçen hafta ada boşaltıldı. 

Bu konuda deprem uzmanlarından Prof. Dr. Ahmet Ercan da bir açıklama yaptı: 

“Santorini ile Kolumbo külsü, akışkan lav akıttığından çekincesi düşüktür. Bacadan taşlar püskürtmez. Ancak kızgın bulutlar sorun yaratabilir. Patlamaya eşlik edecek bir deprem en çok M6 olur. Bu da Türkiye kıyıları için sakınca oluşturmaz.” Bu açıklamasıyla bizim için bir tehlikenin olmadığını anlıyoruz.

Ancak elbette ki bölgemizde son dönemde meydana gelen depremler hepimizi düşündürmeye devam ediyor. Kimsenin tam manasıyla çözemediği, çok sık aralıklarla meydana gelen depremler hakikaten herkesi içten içe korkutuyor. Benim aklıma hemen yıllar önce birkaç defa konuk ederek programlar yaptığım “Deprem Dede” lakaplı, Ahmet Mete Işıkara geliyor. Biliyorsunuz onun klasik bir sözü var: ”Deprem insanları öldürmez, yıkılan binalar öldürür”  Ne kadar doğru bir söz.

Zaten Allah muhafaza 6-7 şiddetinde bir deprem olsa Balıkesir de dâhil çok sayıda evin altında binlerce kişi kalır. E, o zaman oturmasınlar mı diyelim. Peki, ne yapacaklar oturmayacaklar da! Valla işte ancak biz o insanların başına bir şey geldiği zaman onların yaşantılarının gerçekleri ile göz göze geliyoruz. Diğer zamanlarda bunlar görülmüyor gibi geliyor bana. Gelse o insanların depreme uygun olmayan evlerden kurtulmaları için bir türlü atılamayan adımlar atılırdı ve şu ana kadar o evlerden kurtulurlardı. Maalesef bunlar görülmüyor. Bu arada o Ege’deki depremlerin neden olduğu ile ilgili de tatmin edici bir açıklama da yapılamıyor. 

Ama tabii köklü çözümler için böylesi afetleri beklememek gerektiğini de unutmamak lazım. İnşallah, özellikle kırsal bölgeler başta olmak üzere her yerde depreme dayanıklı binalarda oturabilme imkânını herkes elde eder. Çünkü insanları, hocamızın dediği gibi depremler değil, binalar öldürüyor. Yani son söz “Depremi unutmayalım; unutturmayalım…”

 

Bakmadan Geçme