Şarlatanlara Karşı İlkeli ve Dik Duruş Bekliyoruz
Balıkesir Gazeteciler Cemiyeti, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Dayanışma Günü mesajında, sosyal medyadaki bilgi kirliliğine karşı tek güç kaynağının gazeteciler olduğuna dikkat çekerek 10 Ocakların bayrama dönüşmesi için sorumlu ve ilkeli gazeteciliğin desteklenmesini, iyiyle kötünün, güzelle çirkinin ayırt edilmesini beklediklerini hatırlattı.
BALIKESİR Gazeteciler Cemiyeti (BGC), Başkanı Ramazan Demir, basın sektöründe çalışanlara bazı haklar getiren 212 sayılı yasanın yürürlüğe girişinin 63. yılı sebebiyle yaptığı açıklamada, "Daima halkın hizmetindeyiz" başlatılan dayanışmayla elde edilen hakları bugün mumla aradıklarını söyledi.
Gerçek gazeteciler için kıymetli bir tarih olan 10 Ocakların yeniden bayram havasında kutlanmasının ancak basın emekçilerinin çalışma koşullarının iyileştirilmesiyle mümkün olduğunu kaydeden Demir, açıklamasında medya kuruluşlarıyla mensuplarının yaşadığı sorunlara değindi.
Demir, basın sektörünün varlığını sağlıklı bir şekilde sürdürmesi için sorunlarının vakit kaybı olmadan ele alınarak çözülmesinin, demokrasinin gelişimi için büyük önem taşıdığına dikkat çekti.
10 OCAK'LARIN BAYRAMA DÖNÜŞMESİ İÇİN...
BGC Başkanı Ramazan Demir, 10 Ocak’ı darbe dönemlerinde geri alınan haklar nedeniyle “Çalışan Gazeteciler Bayramı” değil “dayanışma günü” olarak kutladıklarını hatırlatarak sektörde yaşanan sorunları ve çözüm önerilerini dillendirdi.
Demir, sosyal medya ağlarının toplumun her kesimini bilgi kirliliğiyle boğmaya çalıştığı günümüzde, sorumluğu yayıncılığın öneminin, insanımızın her bir ferdi için hava, su gibi ihtiyaç haline dönüştüğünü hatırlatarak, "Toplumun değerlerine yabancı provokatörler ile hakikat temsilcilerinin ayırt edilmesini bekliyoruz. Gazetecilerin çalışma şartlarının iyileştirilmesini ve gazetecilik mesleğinin kimlerin yapabileceğini düzenleyen Basın Meslek Yasası'nın ivedikle ele alınarak yasalaştırılması talebimizi yeniliyoruz" dedi.
GAZETECİLİK/HABERCİLİK HERKESİN
YAPABİLECEĞİ BİR MESLEK DALI DEĞİLDİR
Demir şöyle konuştu:
"Hemen her iş kolunda düzenleyici yasalar varken, basın sektöründe böyle bir yasa bulunmuyor. Dileyen herkes, eğitimine ve bilgi birikimine bakılmaksızın “gazeteciyim” diye sokakta dolaşıyor!
Bu durum, ülkemizde basın mesleğini her türlü istismara açık hale getirdi!. En üzücü olanıysa gazetecilik/habercilik, tehdit ve şantaj aracı olarak kullanılıyor. Ne yazık ki bu tür insanları basın mesleğinden uzaklaştıracak herhangi bir yasal düzenlemeye sahip değiliz.
Bu durumu ortadan kaldırmak için, gazetecilik mesleğini ve bu mesleği kimlerin yapabileceğini düzenleyen “Gazetecilik Meslek Yasası" teknolojik gelişmeler de göz önüne alınıp çıkarılmalı.
SORUMLU YAYINCILIĞIN ÖNEMİ ARTTI
Medya ve çalışanlarını kapsayacak böyle bir düzenleme fikir özgürlüğünü kısıtlayıcı değil, tam tersine haber alma özgürlüğünü gerçek anlamda hayata geçirmeyi sağlayıcı nitelikte olmalı.
Sorumlu ve ahlaklı yayıncılığı herkesten daha fazla isteyen, savunan gazetecilerden başkası değildir.
Medyamızın bağışıklık sistemi çökmüş durumda. Bunun iç ve dış kaynaklı birçok nedeni vardır.
Sosyal medya platformlarındaki paylaşımlarıyla kin, nefret kusan, insanların kişilik haklarına saldıranların kimi idareciler tarafından 'gazeteci' olarak kabul görmesinin yanı sıra kişisel çıkar peşinde olanlara prim verilmesi, tetikçi kalem olarak kullanılması tehdit ve şantaj gazeteciliğini teşvik etmekten başka işe yaramadığı Balıkesir'de canlı örnekleriyle görüldü.
ŞARLATANLARA KARŞI İLKELİ VE DİK DURUŞ BEKLİYORUZ
Bizler, sosyal medyayı kişilik haklarına saldırı aracına dönüştüren şarlatanlarla gazetecilerin ve ülkesiyle toplumun değerlerine yabancı provokatörler ile hakikat temsilcilerinin ayırt edilmesini istiyoruz. Yönetim kademelerindeki herkesten bu ilkeli ve dik duruşu ülkemiz ve insanının geleceği adına bekliyoruz.
Unutulmamalı ki, siyasetçi, bürokrat, iş insanı ve yerel yöneticileriyle sıradan insanları bile adeta canından bezdiren bugünkü tablonun sorumlusu kesinlikle biz gazeteciler değiliz. Bizler, gazeteciyle şarlatanın ayırt edilmesini, sorumlu ve ilkeli gazeteciliğin desteklenmesini bekliyoruz."
YEREL GAZETELER DESTEKLENMELİ
Giderek artan ekonomik koşullar sebebiyle kağıda basılı yayın kuruluşlarının hayatlarını idame ettirmelerinin giderek zorlaştığına değinen BGC Başkanı Ramazan Demir, bu olumsuz sürecin durdurulması için medya kurumlarına malzeme tedarikinde kolaylık ve teknolojik destek verilerek dijital dönüşümlerine darboğazdan çıkmalarının sağlanabileceğini kaydetti.
Anadolu medyası için "şah damarı" vazifesi üstlenen Basın İlan Kurumu’nun resmi ilan fiyat tarifesinde gerçekleşen yüzde yüz oranındaki artış sayesinde yerel gazetelerin 2024 yılına rahat bir nefes alarak girme imkanı bulduğunu belirten Demir, fiyat tarifesinin gecikmeden uygulamaya konmasından dolayı İletşim Başkanı Fahrettin Altun ve BİK Genel Müdürü Cavit Erkılınç şahsında emeği geçenlere teşekkür etti.
İNTERNET BASININI ÖNEMSİYOR,
YENİDEN GÖZDEN GEÇİRİLMESİNİ BEKLİYORUZ
BALIKESİR Gazeteciler Cemiyeti (BGC), Başkanı Ramazan Demir, 10 Ocak Çalışarn Gazeteciler Dayanışma Günü mesajında, internet medyasının sorunlarını da gündeme taşıdı. İnternet gazeteciliğinin gecikmeli olsa da yasal statüye kavuşmasının Türk Basını'nda devrim niteliği taşıdığına dikkat çeken Demir, aynı zamanda gazetecilerin istihdamını sağlayan düzenlemeyle getirilen bazı kriterlerin sorumlu ve ilkeli yayıncılığının desteklenmesi yönüyle gözden geçirilmesinin yararlı olabileceğini işaret etti.
YILLAR SONRA ÖNEMLİ BİR GELİŞME
15 yıl mesleki kıdemi bulunan basın kartı sahiplerine hususi damgalı (yeşil) pasaport verilebilmesine imkan tanıyacak kanun teklifinin TBMM başkanlığına verilmesinden duydukları memnuniyeti dile getiren Demir, "10 Ocak Çalışan Gazeteciler Dayanışma Günü'nün 63. yılında meslek camiamızın beklentilerinin karşılanması noktasında umut verici bir gelişme.
Gazetecilere gri pasaport düzenlenmesinde Balıkesir Gazeteciler Cemiyeti öncü olmuştu. Bugün ise MHP tarafından meclise sunulan kanun teklifi, yıllardır gündeme getirdiğimiz bir sorunumuzun çözümü yönünde sevindirici bir gelişmedir. Meclisteki diğer parti gruplarının da desteğiyle yasalaşacağına inanıyor, teklif sahibi Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir'e teşekkür ediyoruz." ifadelerini kullandı.
GAZETECİYSEN MESLEĞİNİ PAYLAŞMA!
Demir, açıklamasının son bölümünde meslektaşlarına şu çağrıyı yaptı:
"Nasıl ki, avukat, mimar, mühendis, doktor, öğretmen veya başka meslek dalıyla iştigal edenler, geçimini o alanlardan sağlayanlar, mesleğini seninle paylaşmıyorsa, sizler de belli bir bilgi ve birikim isteyen gazetecilik mesleği başkalarıyla paylaşmayın.
Başkalarının hakları için verdiğimiz mücadelenin birazını da kendi haklarımızın iadesi ve korunması amacıyla ortaya koyduğumuzda 10 Ocak'lar yeniden "basın bayramına dönüşecektir.
Bu duygu ve düşüncelerle, halkın doğru bilgiye ulaşması noktasında fedakârca görev yaparak geçimini salt bu meslekten kazanan basın emekçilerinin Gazeteciler Dayanışma Günü'nü kutluyor, bugün aramızda olmayan meslektaşlarımızı da saygı ve rahmetle anıyorum.."
10 OCAK 1961 NE OLMUŞTU?
Türk basın tarihine ‘Dokuz patron olayı’ olarak geçen ve gazetecilerin haklarının ilk kez yasal güvence altına alındığı gün 10 Ocak 1961’dir.
4 Ocak'ta kabul edilen ve 10 Ocak 1961'de resmen yürürlüğe giren 212 yasa ile gazetecilerin özlük haklarında çok önemli kazanımlar sağladı.
Bu yasaya karşı çıkan gazete sahipleri, 3 gün boyunca gazete çıkarmama kararı aldı.Gazete çalışanları da toplumu habersiz bırakmamak için 3 gün boyunca "Basın" adıyla gazete çıkardı.
"Daima halkın hizmetindeyiz" başlığıyla çıkan Basın gazetesi, günlük 100 binlik tirajı geçince gazete sahipleri yasayı kabul etmek zorunda kaldı.
212 sayılı yasa böylece yürürlüğe girdi ve 10 Ocak bu tarihten sonra Çalışan Gazeteciler Günü olarak kutlandı.
12 Mart 1971 askeri müdahalesinden sonra çalışanların hakları ve basın özgürlüğüne getirilen kısıtlamalara tepki olarak 10 Ocak, "Bayram "olmaktan çıkarıldı ve "Çalışan Gazeteciler Günü" olarak anılmaya başlandı.