Sıtkı Şeremetli – Köşe Yazısı
BİR ÜNİVERSİTE ÖĞRETMENİ(AYDIN AYHAN)'NIN EMEKLİ OLURKEN ÖĞRENCİLERİNE NASİHATLERİ
Aydın AYHAN… Balıkesir'in yetiştirdiği en iyi eğitimcilerden birisidir. Balıkesir Lisesinde, Üniversitede (BİTYO'da) öğretmenlik yapmıştır.
Dere boyu mahallesinde ailesi ile uzun yıllar komşu olarak yaşadık,
Daha sonraki yıllarda ise dostluğumuz hep sürdü.
Sadece öğretmen olarak değil aynı zamanda araştırmacı olarak da büyük başarıları vardır.
Balıkesir tarihini, yaşanmış Kuvayı Milliye hikayelerini bulup çıkartan ve yeni nesillere aktaran hep Aydın AYHAN Hoca’dır.
Emekli olmasına rağmen hep çalışır.
Sohbetlerinde ''Hep vaktim yok. Yaşım ilerledi. Ama yazılacak, araştıracak daha çok şey var'' der.
Böyle bir insandır Aydın AYHAN HOCA
Balıkesir’de böyle insanlardan fazla yok.
Kıymetini bilelim.
Aydın AYHAN Hoca’nın bir yazısını paylaşıyorum bugün sizlerle.
İbretle okumanız dileği ile…
XXX
Aydın Baba Nasihatleri:
*“Burada okulda geçirdiğiniz dört yıllık süre içinde gerek derslerde, gerek ders dışında, gerekse bire bir verdiğimiz eğitimlerde size söylediklerimizin kısa bir özetini bulacaksınız. ”Okuduğunuzda mutlaka hatırlayacaksınız!”*
Bu okulda ;”**daha iyi**” olmayı değil “**en iyi** “olmayı öğrettik. Sabah uyandığınız andan itibaren kendinizi o gün yapacağınız işlerin en iyi olmasına adayın.
Yapacağınız iş üzerine düşünün, konuşun, tartışın.! Düşünceleri paylaşın.! Serbestçe düşünün ve düşündüğünüzü söyleyin.!
Size cesareti ve gönüllü olmayı öğrettik. Yapılacak bir proje varsa hemen yapmaya gönüllü olun. En iyi ve en kısa zamanda bitirin. İşi bitirmek verilen sözdür. Verdiğimiz sözün tutulması bizim en önemli kurallarımızdandır. Verdiğiniz sözü mutlaka tutun. Önce kendinize verdiğiniz sözü tutun.
Kendi gücünüzü tanıyın. Size bu okulda güçlü olmayı öğrettik… Bir işi ortaya koymak için kararlı olun. Bütün gücünüzle o işi yapmaya girişin. Size çok şey öğrettik. Sizi çok iyi eğittik. İnanın, dünyada sizden daha güçlü, daha cesur, daha dayanıklı kimse yok…! Siz en iyisi olmalısınız…
Bazı işlerde sizden daha iyi olana rastlarsanız onları gözleyin. Eksiklerinizi öğrenip tamamlayın. Onları aşın.! Hiç olmazsa yetişmeye çalışın!
Her başarılı işten sonra;” **En iyisi mi?**” diye kendinizle tartışın… Ben her aybaşı maaşımı aldığımda ; “**Acaba hak ettim mi?**” diye düşünürüm.
Gelecekten kaçınılmaz. İşten çıkarıldığın, senin için karanlık zamanların da olacak. Bu yeni bir başlangıç olabilir. Sevin ve yeni bir hayata başlaman için neler yapabileceğini planla. Hayatının karanlık günlerinde her yerin karanlık olmadığını hatırla. Gecenin yarısı karanlıksa yarısı aydınlıktır. Geceler çabuk geçer.
İnsan bir gözle de görür. İki gözle daha iyi görür. Siz üçüncü bir göz ile çok daha iyi görebileceksiniz. Mantığınız; üçüncü gözünüzdür. Hatırlıyor musunuz, size “Mantıklı olarak nasıl eş seçmelisiniz?” diye bir seminer verdirdim.
Başarıya yalnız gidilir. Burada olduğunuz süre içinde kendinize yatırım yapmanızı sağlamaya çalıştık. Düzenlediğimiz dil kursları, seminerler, konferanslar hep bunun içindi. İlerideki başarınızı sağlamak içindi.
Hayatta; en kültürlü, zorluklara ve acılara en dayanıklı, en tedbirli, en güçlü olmalısın. Bundan sonra da bedenen ve ruhen kendini yetiştir. Hiç bir şeyi tesadüfe bırakma. Her şeyi hesapla, planla ve uygula. Bilgiyi yakala. Okulda kaçırdığın bilgileri hayatta yakalamaya çalış. Kendini özel hayatında kimseye yönettirme. Yönetilen değil, yöneten ol… ”**Hayır**” kelimesini gerektiğinde kullanmaktan çekinme.
Mesleğinde ve işinde seni kimse geçemesin. Seni aşamasınlar. Duvarların arkasını, zamanın ötesini, yıllar sonrasını gör. Mantığın, yeteneğin, bilgin ve bu okuldan aldığın eğitim senin en önemli yardımcın olacaktır.
Hislerine kapılma..! Aş onların engellerini. Yen onları. Hislerin sana uysun. Cebindeki parayı, dini inançlarını, siyasi fikirlerini olur olmaz yerlerde açığa çıkarma. Bırak özel sırrın olarak kalsınlar.
Size saygı kuralları öğrettik bu okulda:
*Zamana saygı.
*İşe saygı.
*Kendine saygı.
*Kişiye saygı.
*Devlete ve millete saygı
*Yaratana ve yaratılana saygı.
Bunların dışında çok namuslu, çok dürüst, çok temiz olacaksınız. Önce kendinize saygı duyacaksınız. Verdiğiniz sözü mutlaka tutacaksınız. Önce kendinize verdiğiniz sözleri tutacaksınız. Ama size yapılan saygısızlığı kesinlikle af etmeyeceksiniz. Saygısızlıklarını yüzlerine vuracaksınız.
*Hiç kimseyi aldatmayacaksınız.
*Hiç kimseye, özellikle kendinize yalan söylemeyeceksiniz.
*Hiç kimseyle, hiçbir inançla, hiçbir emek verilmiş işle alay etmeyeceksiniz.
*Hiç kimseyi küçük görmeyeceksiniz.
*Her işi ciddiye alacaksın.
*Herkesi önemseyeceksin.
*Herkese saygı duyacaksın.
Ve en mühimi şakanın sınırlarını bileceksin..!
“**Unuttum**.”mazeret değildir.
”**Yorgunum**.” çalışman, öğrenmen için engel değildir. Zaten olmamalı da. İnsan; her zaman, herkesten, her şeyden bir şeyler öğrenebilir.
İşinizde asla “hata” olmamalıdır. Asla “Tembellik” olmamalıdır.
Başladığınız işi mutlaka bitirin. Bu verdiğiniz söz demektir. Vazgeçmek yok. Pes etmek yok. Yarım bırakmak yok…
Hepiniz bizim için çok kıymetlisiniz. Ama siz bu memlekette, bu topraklarda yetişen bir ısırgan otunun bile kıymetini bilmelisiniz.
Biz bu okulda “insan” yetiştiriyoruz: İyi, alçak gönüllü ve kaliteli insan. Okulunuz bitse de kendinizi benim gibi “en iyi öğrenci” olmaya adayın. En iyi, dolu dolu bir ömür yaşamak için, “**Yaşadım.!**” diyebilmek için öğrenciliğiniz ömür boyu sürsün.
Zaten dünyanın en güzel, en iyi okulunda okudunuz. Kendinizi gelecekte de en iyi olmaya hazırlayın:
*En iyi eşi siz seçin.
*En iyi işi siz edinin.
*En iyi çocukları siz yetiştirin.
*En iyi dostları siz bulun.
*En iyi çevreyi siz yapın.
*En iyi dünyayı siz kurun.
Başkaları için değil kendiniz için yaşayın. Çevrenizdeki kalıpları, zincirleri kırın.! Dışarı taşın! Ötelere geçin.! Kimse sizi tutamasın…
İnsan oturan bir varlık sanki. İlkokulda beş, lisede altı, üniversitede dört yıl hep oturdunuz. Yerken, TV izlerken, dinlenirken, ders çalışırken, kantinde çay içerken, müzik dinlerken, okurken, bir yere giderken hep oturur, ya da yatarız. Hatırlarsanız size, burada farklılıkların da olduğunu göstermeye çalıştım. Ayakta ders yaptırarak, zincirlerinizi kırmaya çalıştım.
Hep güler yüzlü olduk biz. Güler yüzlü olmanızı, gönüllü olarak yardım etmenizi, hep iyi niyetli olmanızı öğütledim. Ama hiç kimseye iyi niyetinizi kötüye kullanmasına izin vermemelisiniz.
Önce kendinizle savaşacak kadar gücünüzü ve yeteneğinizi nasıl yöneteceğinizi öğreneceksiniz. Düşünüp de yapmadığın, başlamadığın şey olmamalı. Söylemeyi düşünüp de söylemeye çekindiğin, başlayıp bıraktığın, ihmal ettiğin, sonunu getirmediğin şeyler olmamalı hayatında.
Plan, irade ve cesaret en önemli yardımcılarındır. Onları kullanmayı, geliştirmeyi öğren.! Hayatını planla.
Beyninde gelecekte yapacağın, öğreneceğin şeylerle ilgili en az iki yüz yıllık planların olmalı.
Allah’ın sana verdiği **“zamanı**” yaşamaya değer bir ömür olarak kullan. Hep bu iki yüz yılın sana verildiğini hayal et. Öyle yaşa.! Dünyaya gelmenin gayesinin bu olduğunu düşün. Bu ömrü dolu olarak yaşarken beklenilmeyen durumlar olduğunu da unutma. Hemen her yeni duruma uymaya çalış. Bundan kendine yarar sağla.
Size bu okulda hayatınızı geleceğinize yönlendirdik. Eğitiminize; irade, sabır, kararlılık, azim, hırs, heyecan, sevgi ekledik ve kendinize sınırsız güveni sağladık. Öz bilinci, kendinin farkında olmayı öğrettik.
Size; sır saklamanın erdemini, kendisinin olmadığı yerde hiç kimse aleyhine konuşmamayı, gerekirse yüzüne karşı söylemeyi öğrettik. Ve size biz örnek olduk.!
Size bu vatanın, bu toprakların dünyanın en güzel yeri olduğunu, bu milletin dünyanın en güzel milleti olduğunu öğrettik.
Size; Atatürk’ün liderlik sırlarını,
Size; Çanakkale’yi, Sakarya’yı, Dumlupınar’ı öğrettik.
Size; 1.Dünya savaşında yaşadığımızı; Kafkas Cephesini, Sarıkamış’ı, Küt’ül Amare’yi, Gazze Cephesi’ni, Hicaz Cephesi’ni, Romanya Cephesi’ni, Galiçya Cephesi’ni öğrettik.
1968 yılında Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü’nden genç bir idealist öğretmen olarak mezun olduğumdan bu güne kadar büyük bir eğitimcinin sözleri hep kulağımda çınladı durdu:” ÖĞRETMENLİĞİN; YARISI İNSAF, YARISI ADALET, BÜSBÜTÜNÜ SEVGİDİR. EĞİTİM; EĞRİYİ KIRMADAN DOĞRULTMAKTIR.”
Ben size hep bu düşüncelerle davrandım. Doğru bildiğim “hayat dersleri”ni vermeye çalıştım.
Heyecanlı, ama güler yüzlü, sakin ve tedbirli, yiğitçe güçlü olmayı, karşılıksız iyilik yapmanın mutluluğunu, cömertliği, sadeliği, yapmacık davranışlardan uzak durmayı, övülmekten nefret etmeyi, az ile yetinmeyi, kendi işini kendin yapmayı, dedikoduları kötü karşılamayı, yorgunluğa katlanmayı, vaktini çok iyi kullanmayı, vaktim yoksa da her şey için vakit bulmayı öğrettim.
Dindar olmanın erdemlerini,
yandaş olmamayı,
uydurma konulara (fal, büyü gibi) inanmamayı,
insanların kötü huy davranış ve alışkanlıklarından kurtulabileceklerini,
gösterişten hoşlanmamayı,
bana ‘deli’ diyenleri bile hoş görmeyi,
barışmayı, sadakati, sağlam bir aile yapısını göstermeye çalıştım.
Tutkuyla okumak kadar güzel bir şey olmadığını, felsefe ile ilgilenmeyi, özellikle düşünmeyi, fikir üretmeyi, çözümler getirmeyi, bağımsız, etki altında kalmadan karar vermeyi örnekledim.
Hiçbir şeyden şikâyet etmeden acılara dayanmayı,
devlete sadakati,
büyük sıkıntılar ve hastalıklar içinde bile canlı ve hayat dolu olunabileceğini,
bilginin en büyük güç, bilgi edinmenin en kolay iş olduğunu,
kızgınlığı belli etmemeyi,
kızsam bile gülebilmeyi,
öfkeyi yenmeyi,
öfke ile karar almamayı,
alınırsa vazgeçebilmeyi,
bütün insanlara eşit davranabilmeyi,
dostlara saygılı, herkese sevecen ve anlayışlı olmayı,
ün salmayı amaç edinmeden sade yaşamayı,
insanların hatalarını göstermeyi ama kınamamayı,
dürüst olmayı,
övünmemeyi gösterdim ve öğretmeye çalıştım.
Hepinize eşit söz hakkı verdim ve eşit davrandım. Özgür düşüncenize saygı duydum. Ne kimseyi küçük ne de kendimi üstün gördüm. Size; eşe, çocuklara ve öğrencilere gerçek sevgi beslemenin nasıl olduğunu gösterdim.
Ve size aklınızdan başka hiçbir şeye kendinizi yönettirmemenizi öğütlüyorum.
İnsan; herkesten, her zaman, her yerde bir şeyler öğrenebilir.
Beni örnek almanızı isterim çocuklar. Yetmiş üç yaşında bile yabancı diller (dil değil diller) öğrenmeye çalışıyorum.
Sevgi ile kalın.
Aydın Ayhan Hoca