EKREM ÖZDAMAR

Li li li li liiii li li…

EKREM ÖZDAMAR

Çocuk Sanatçı Emma Kok, öyle söylüyor ki, Andre Rieu, Yohann Straus Orkestrası costukca coşuyor… Başta Andre Rieu daha bir başka yönetiyor, elindeki komut çubuğu ile… Bir başka güzellikte süslüyor sahneyi… Her bir çalgı üstadı Emma Kok’un muhteşem sesine sanatlarının zirveleri ile çalgı çalgı karşılık veriyorlar…

Fransızca şarkı dilidir derlerdi de; bu kadarını düşünmezdim…

Li li li li liiii li li…

Voila adlı şarkının ara nakaratlarda orkestra öyle hassas dokunuşlar yapıyor ki, çocuk sanatçı ödüllerini toplayan Kok yükseldikçe yükseliyor, parladıkça parlıyor… Yıldızlaşıyor, sanat göklerine çıkıyor…

Dinlemek, izlemek gerek..

İşin sırrı orkestra şefinde… Çalgılara öyle ritmler öyle dokunuşlar yapıyor ki, bu kadar olur diyorsunuz… O bir Şef… Orkestra şefi… Sanatın zirve yapmasına, Emma Kok’un ve çalgı ustalarının, oyuncuların yeteneklerini en mükemmel şekilde sahneye sunmalarına yardımcı olan, sanat oyununun aksamadan oynanmasına, şiir ötesi akıp gitmesine büyük katkı sağlayan bir ORKESTRA ŞEFİ…

Bu sanat gösterisinin doruklara çıkmasını kavrayan, yoğuran muhteşemleştiren Andre Rieu’yü izlerken kendi kendime  söyleniyorum; “ah bu yönetimi keşke futbolda da görebilsek… Özellikle futbolumuzda böyle orkestra şefleri gibi hakemler olsa .. olsa da futbolumuz mükemmellik sınırlarını zorlasa….

Yeteneklerimiz, futbolcu gençlerimiz yıldızlarda gezinse, takımlarımız Avrupa, Dünya şampiyonu olsa… Ve Hep bir ağızdan “voila voila… li li liii li liliiiii li li” desek…”

Ama heyhat…

Her maçta mutlaka tartışılan pozisyonlar…  Ve yanlış nota ile bir çomak sallama iddiaları gümbür gümbür Spor Medya’sını ve halkımızı titretiyor…

Deprem ülkesinde futbolumuz 7.5 şiddetinde bir o yana bir bu yana savruluyor…

Hatırlarsak son olayı:

Siyahlı ve kırmızılı futbolcular ceza sahası içinde birlikte koşuyorlar… Ve siyahlı futbolcu rakibinden önce davranıp topa ulaşıyor… kafa ile müdahale ederek topu önüne alıyor… Rakibi kırmızılı futbolcunun topla alakası yok… aksine topu kullanan ve büyük olasılıkla gol vuruşunu yapacak şekilde kafa dokunuşu ile topu önüne alan Beşiktaşlı futbolcunun önüne geçerek sihirli dokunuşu yapıyor… Siyahlı futbolcunun koşusu rakibi tarafından bozuluyor, siyahlı yere düşüyor…

Ve hakem penaltı veriyor… Hakem, kırmızılı oyuncunun siyahlı oyuncunun koşusunu dokunarak bozduğuna hükmediyor… Yani penaltı…

Sonrasını biliyoruz. Hakem kararını var müdahalesi ile iptal ediyor. Sonra olaylar, açıklamalar, suçlamalar ardı sıra geliyor…

Hakem önce niye penaltı verdi? Sonra hangi kural ile penaltıdan vazgeçti?

Siyahlı oyuncu kendi kendine mi yere düştü?

Diyelim ki, siyahlı oyuncu kendi düştü VAR haklı… peki her hafta yaşanan diğer olaylara ne diyeceğiz? Genelde çok sayıda yanlış karardan söz ediyor Spor Medya, futbol uzmanı yazarlar…

Ôyleyse futbolumuzun yönetiminde revizyon artık olmazsa olmazımız.

Çünkü futbol sanatı şöyle dursun futbol kaosunun sesleri ayyuka çıkıyor…

Halbuki, hakem, hakemlerimiz futbol orkestrasını güzel, çok güzel, çok çok daha güzel yönetebilirler…

Birer orkestra şefi gibi futbolu güzelleştiren sihirli dokunuşlarla futbol sanatının zirvelerine çıkarabilirler…

Amasız, fakatsız…

Olur da;  orkestra şefi olmadan olmuyor… Neredeyse her hafta kaos, olay… yoksa yanlış mı görüyoruz? Rüyadayız da futbol kabusu mu yaşıyoruz?

Birisi rüyadayız endişe etme desin…

Önce sanat ruhu…

Sonra futbol…

Emma Kok’u dinledikce Fransa’nın Avrupa Dünya Şampiyonlukları gözlerimin önüne geliyor…

Fransızca güzel lisan, hem şarkı hem futbol dili…

Li li li liliiiii li li…

TÜRK SPOR AJANSI'NDAN ALINTIDIR...

Yazarın Diğer Yazıları