Yüksek Teknoloji...
EKREM ÖZDAMAR
Atletizmden Güreşe, Haltere Taekwondoya, sporun tüm dallarında Türkiye önemli başarılara imza atıyor.
Son Avrupa Güreş Sampiyonası’ndaki hem Greko Romen hem de Serbest Stil Takım Sampiyonlukları… Halterdeki bayan ve erkek mili takım kürsü başarıları, öyle kolayca elde edilen başarılar değil…
Olayların temeli, temellerini atan irade var öncelikle…
Spordaki bu irade savunma sanayindeki gibi kendini gösteriyor…
Tüfek yapamazken, tüm ülke genelindeki teknolojik gelişmeler ve özellikle Teknofest Kuşağı’nın yüksek teknoloji hamleleri, sanayide ve özellikle savunma sanayiindeki katkıları ülkemizin geleceğini teminat altına alıyor.
Hele bu irade Kaan‘ı da uçurdu ya… Bu başarının dünya sıralamasında kürsüye yaslanmış olması ve ilk dörde girmemize paralel spor başarılarının da dünya arenasında at başı yarışabiliyor olması Türkiye Yüzyılı Hedefi’ne daha da inanmamızı sağlıyor…
Türkiye giderek bir spor ve savunma sanayi devi oluyor…
Rakibin nefesinin kesildiği dakikada bizim erkek ve bayan sporcularımız devam edebiliyor ve güçlü kalarak puanlar olabiliyorsa bunun teknik, taktik olduğu kadar fizyoloji ve spor tıbbi da içeriyor olduğuna kaniyim… Yani anaerob dayanıklılık… Sürat, kuvvet, fleksibilite…
Hedef müsabaka periyotlamasına yönelik doğru çalışma, doğru antrenman metodolojisinden söz edebiliriz… Bu yüksek teknik ve bilgi içeren olayı halterde ve özellikle güreşte çok iyi yapıyoruz…Teknik ekiplere tebrikler…
Atletizm de aynı konuda yoğun gayret içinde…
Yakın bir tarihte Balkan Salon Şampiyonası’nda takım Şampiyonluğu ile bunu sergiledikleri bir gerçek. Ama güreşteki Avrupa başarısı gibi bir başarı için daha çok yol almaları gerekiyor…
Önce istikrarlı başarılar gerek ki, mesela kesin olarak Altın Madalya alırlar dediğimiz personal bestleri 2.30 olan yüksekçilerimiz yüksek atlamada 2.20 atlayamadılar. İki kişiden biri atlasaydı, bu dalda şampiyonduk…
Hedef olimpiyatta kürsü olmalı… Ütopya mı? Hayır. Önce 2.30’u istikrarlı geçmeliyiz…
Böyle çok iddialı olduğumuz branşlarda Altın Madalya başarısını sektirmek bize yakışmıyor… Önce favorilerimiz istikrarlı olmalı ki, daha büyük hedeflere doğru çıtayı yükseltebilelim.
Füze ateşleme teknolojisinde oldukça yüksek irtifalar elde ettiğimiz şu yıllarda yüksek atlamada da yer çekiminden kurtulmak için yüksek teknolojiler kullanmalıyız…
Örneğin, what gravity huh!… diyen Katarlı Dünya, Olimpiyat Şampiyonu Mutaz Barshim’den öğrenecek çok şeyimiz var… Gerek relativ güç, gerek teknik sürat ve kuvvet gibi konularda ve özellikle take off’a giriş süratine paralel teknik ve patlayıcı güç uygulayabilmek gibi… Çünkü hız arttıkça.( 7.8 – 8 metre bölü saniye civarı) bu hıza paralel hatta daha çabuk sıçrama gücü ile tekniği uygulamak gerekir. Fakat bu hıza ulaşsak da yerde kalış zamanı ile daha yavaş bir sıçrama gücü ile karşılık verirsek, hızımızdan daha yavaş bir yerden kopuş zamanı nedeniyle fren yapmış oluruz ki genelde öyle oluyor…
Ama başaranlar bunu başararak daha yükseğe uçuyor…
Özetle; Citius, Altius, Fortius…
Bir başka yüksek teknik özellik ise, tüm branşlarda ağırlık merkezinin başarının püf noktasını oluşturması… Örneğin yüksek atlamada arching yaparken center of mas dedikleri ağırlık merkezi çıtanın altından geçirilebildiği ölçüde daha yüksek irtifalar geçilebiliyor…
Güreşte de oyun uygularken ağırlık merkezinizi rakibin ağırlık merkezine çok yakın güç uygulamalısınız ki, rakibe çırpma, künde vs’yi daha rahat yapabilesiniz … Yoksa rakip uzak kaldıkça rakibin ağırlığı artar…
Halterde de öyle… Koparma ve silkmede, ağırlığı kaldırırken ağırlık merkezimize ne kadar uzak kullanırsak o kadar zorlanırız…
Dolayısıyla sporda büyük başarılar için daha yüksek teknikler uygulamalıyız…
Füzelerimiz, radarlarımız bunu yapıyor. Milli uçağımız Kaan da yüksek teknolojide çok başarılı…
6. Nesile doğru uçuyor…
Nihayet, “Yüksek Teknoloji” vatanımızı sarıp sarmalıyor…
Türkiye Yüzyılı ümit ve gururla geliyor…
TÜRK SPOR AJANSI'ndan alıntıdır...