Bir Hayırseverin Gözyaşları - Ramazan Karaca
SON DAKİKA

Bir Hayırseverin Gözyaşları


    Zaman zaman gazetelerde hayırseverlerin yaptığı bağışlar ile ilgili olarak haberler okuruz. Birkaç defa yer alır yapılan bu bağışla ilgili haberler. Önce bağışla ilgili olarak yapılan sözleşme, ardından yapılan hizmetin temel atma töreni ve sonunda hizmete açılması yer alır haberlerde. Bu üç aşamanın da haber olarak yapılması ve medyada yer alması son derece yerindedir… 
Çünkü topluma, çevreye, o şehre ve ülkeye büyük yararı olan böylesi bağışa bağlı hizmetlerin duyurulması, hem örnek olması açısından hem de o kişi veya kişilerin hakkının teslim edilmesi açısından çok önemlidir. Bir kırmızı çorabı bile götüremeyeceğimiz bu dünyada, mal varlığı açısından çok üst düzeyde olmasına rağmen bir kuruş bile bağış yapmayanların yanında, milyonlarca lira bağışta bulunup yararlı hizmetler yapanları ne kadar taltif etsek azdır. Tamam dinimiz “sağ elin verdiğini sol el bilmeyecek” diyor. Ama örneğin okul, hastane, sağlık ocağı, cami vb. gibi kamu yararına olan üst düzeyde bağışlarda, bunu yapan kişilerin kendilerini açıklamaları ve toplumun da bunları bilmesinde bir yanlışlık görmüyorum. Muhtaç bir kişiye yapılan bir yardım var ve de bu lanse ediliyor, kişi mahcup ediliyorsa, tamam bu yanlış ve de yapılmaması gereken bir davranıştır.
     Böylesi bağış yapanların yaşadığı manevi hazza da yıllar içinde zaman zaman şahit oldum. Ne kadar büyük bir mutluluk ve huzur yaşadıklarını yakinen gördüm. Bir örnek vermek istiyorum yıllar öncesinden. Düşünün hayatınızda bir gün bile okula gitmemişsiniz. Okul yüzü görmeden hayata atılmışsınız. Çok uzun bir mücadeleden ve çalışma hayatından sonra geliriniz artmış ve günün birinde milyonlarca lira harcayarak bir okul yaptırmışsınız. Bundan büyük bir mutluluk olur mu? Bu kişi, yıllar önce okulun yapım aşamalarına ve açılışına şahit olduğum Mehmet Bolluk… Yaptırdığı ve Milli Eğitimin hizmetine verdiği Gülser-Mehmet Bolluk Lisesi’nden bahsediyorum. Okulun yapımı esnasında o kadar titiz davranıyordu ki, her bir ayrıntı üzerinde azami dikkat ediyordu. En iyisi olsun ve sağlam olsun diye… Arkasından gelen yıllar içinde de okulun her şeyi ile ilgilenmeye devam ediyor. Ne mutlu ona…Mehmet abi sonradan aynı bölgeye bir de cami yaptırdı.
Kendisiyle geçen hafta Altınoluk’ta sohbet ettik ve anlattıkları beni de çok etkiledi. Bizim görüşmediğimiz zaman dilimleri içinde bir iş için Ankara’ya gitmiş ve orada Ankara Balıkesirliler Derneği’ne de uğramış. Kendisini karşılayan Başkan Servet Camgöz içerideki öğrencilerin yanına götürmüş kendisini ve onlarla tanıştırmış. Oradaki öğrenciler kendilerini tanıtırken “Biz bu arkadaşlarla birlikte sizin Gülser-Mehmet Bolluk Lisesi’nden mezunuz ve Tıp Fakültesinde okuyoruz” demişler.
Mehmet Bolluk, bu karşılaşmayı bize aktarırken de gözleri nemlendiği gibi o anda da gözyaşlarına engel olamamış. 
“İnsan nasıl duygulanmaz, gözleri yaşarmaz ki Ramazan Bey; düşünün bir gün bile okula gitmeyen ben, yıllar sonra Ankara’da karşılaştığım öğrencilerin bu söylemleriyle dünyanın en mutlu insanı oluverdim. Bunlar mutluluk gözyaşlarıydı” diye sözlerini tamamladı
Evet, işte bu kadar, ömürler gelir geçer ama böylesi yapılanlar birçok kişide olduğu gibi hem topluma katkı sunar hem de sizin isminizi ilanihaye yaşatır…

[email protected]

YAZIYI PAYLAŞ!

YAZARIN SON 5 YAZISI
27Şub

BALIKESİR’İ SEVİYORSAK…

19Şub

Hızlı Tren Gelmez mi Ola !!!

12Şub

Seçimleri Kim Kazanamaz!!?

06Şub

6 Şubat, Deprem ve Balıkesir

18Ara

Futboldaki Kaos