Sağlığımız Yerinde mi? - Ramazan Karaca
SON DAKİKA

Sağlığımız Yerinde mi?



     Sağlığımız tehlikede mi sorusunun cevabı yaşadığımız bu çağda ve bu ortamlarda "tabii ki tehlikede" olacaktır... Nasıl tehlikede olmasın ki? Şöyle bir düşünün; potansiyel bizi bekleyen hastalıklara geçmeden evvel sağlığımızı tehdit eden sayısız olumsuz  faktör var. Ben bu yazımda bunları dile getirmeye çalışacağım…
    Diyelim ki evden çıktınız ve yola geçtiniz her an size bir araç çarparak sakat kalmanıza ya da hayatınızı kaybetmenize neden olabilir. Hadi yolda bir şey olmadı, iş yerinize geldiniz. Son yıllarda oldukça artan cinnet getirmelerden birisine denk gelebilir Allah korusun kör bir kurşuna hedef olabilirsiniz. Özellikle kırsalda katıldığınız bir düğünde ya da evinizin balkonunda bir maganda kurşunu size isabet edebilir. Hatta bu bir maç kutlaması nedeniyle de olabilir. Yine karısına ya da sevgilisine şiddet uygulayan birisine hasbelkader engel olmaya kalktığınızda en hafifi ile burnunuz kırılabilir. Bakın daha hastalıklara gelmeden bile karşı karşıya kaldığımız sağlığımızı tehdit eden unsurlar say say bitmiyor. 
     Peki, sağlığımızı tehdit eden başka hangi unsurlar var? Örneğin iş güvenliğinin göz ardı edildiği Türkiye’de her an sakat kalmak ya da hayatını kaybetmek mümkün. Maden göçüklerini ve kazalarını hatırlayın. Hastalıklara davetiye verilmesi açısından risk faktörleri olarak dillendirebileceğimiz, düzensiz beslenmeler, obezite hemen aklımıza gelenler. Bir de sağlık kuruluşlarımızdaki büyük yoğunluk nedeni ile yaşandığını düşündüğüm, yanlış teşhis ve tedavi de sağlığımızı olumsuz yönde etkileyen önemli etkenlerden sayılabilir.
     Bunları daha fazla uzatmadan hastalıklarımıza ve sonrasında karşı karşıya kaldığımız sorunlara geçelim. Bir kere hastalıkların oluşması için her türlü olumsuzluklar maalesef etrafımızı sarmış durumda. Bu olumsuzluklar neticesinde ilk yaptığımız, en yakınımızdaki bir sağlık kuruluşuna müracaat etmek. Acilse, en yakın kurumdan başlamak. Acil vakanın ne kadar hayati oluşuna göre ve o sağlık kuruluşundaki imkânlara göre müdahale ediliyor. Ama özellikle çok küçük merkezlerde ve metropollerde yaşanan acildeki olumsuzluklar ana haberlere bile girmekte her an. Çok küçük yerlerde imkânsızlıklar sonucu yapılamayanlar sonrası yaşanan hayati tehlike ile büyük şehirlerde var olan yoğunluk sebebiyle karşılaşılan durumlar da sağlığımızı olumsuz etkiliyor. 
     Sözü tabii ki yaşadığımız şehir olan Balıkesir’e getireceğim. Balıkesir yukarıda saydığım iki faktör arasında kalan bir yer. Ne küçük bir kasaba, ne de bir metropol. Üniversite hastanesi de dâhil birçok sağlık kuruluşu olan bir şehir. 
   Burada hemen bir tespitte bulunmak istiyorum. Balıkesir’in gerçekten de 7/24 görev anlayışıyla gece gündüz demeden büyük bir enerjiyle yöneticilik yapan bir Sağlık Müdürü var. Evet İl Sağlık Müdürü Serkan Kadir Keskin benim bire bir şahit olduğum gibi yukarıda belirttiğim şekilde görevini yerine getiriyor. Bu bizler için bir artıdır.  
    Ama Balıkesir çok büyük bir hinterlant. Bu açıdan bakıldığında birçok sıkıntı dile getirilir. Bunlar da ayrıca çok detaylı bir şekilde ele alınarak incelenmelidir diye düşünüyorum. Her yerde sağlık ilk öncelikli olarak ele alınmak zorunda ama Balıkesir gibi bir coğrafyada daha da fazla problemlerin üzerine gidilmelidir. Burada birçok problemi yerel anlamda değil, merkezden çözülecek sıkıntılar olarak değerlendirmek lazım. Özellikle Körfez gibi sahil kesimlerinin sıkıntıları…
     Bu konuda genel bir değerlendirme ile yazımı tamamlamak istiyorum. Topluma atfedilen risk hesaplanarak, ikide bir sistem değiştirilerek, sağlık hizmetlerine doğrudan müdahale etmeden, yalnızca toplumsal imkânları ülke geneli için durumu en iyi olan bölgenin seviyesine getirdiğimizde birçok problemi halletmiş oluruz… Kalın sağlıcakla.
 

[email protected]

YAZIYI PAYLAŞ!

YAZARIN SON 5 YAZISI
27Şub

BALIKESİR’İ SEVİYORSAK…

19Şub

Hızlı Tren Gelmez mi Ola !!!

12Şub

Seçimleri Kim Kazanamaz!!?

06Şub

6 Şubat, Deprem ve Balıkesir

18Ara

Futboldaki Kaos