Bu yazıyı daha sandıklar açılmadan, sonuçlar açıklanmadan yazıyorum ve gazeteye gönderiyorum. Yazacaklarım seçimle ve sonuçlarıyla ilgili ama kimin ne kadar oy aldığı ve kazananlar kim daha belli olmadan yaptığım değerlendirmeler üzerine olacak. Öncelikle şunu belirteyim ki, seçimlerin sonuçları ne olursa olsun bu işin en üst düzey sorumluları genel başkanlardır…
Neden mi? Dilimin döndüğünce anlatmaya çalışayım… O kadar çok çünkü var ki, hangi birisini anlatsam diyorum. Birincisi kim ne derse desin partilerin başarılarının büyük bir oranı genel başkanlarla ilgili ülkemizde… Eğer genel başkan başarılıysa bu ülke genelinde her şeye yansıyor. En ücra mezralarda bile aynen etkisini gösteriyor. Hele ki artık uydulu kanallar dolayısıyla insanlar her yerde televizyon izleyebiliyorlar.
Birincisi bu ve bunu zaten biliyoruz. Şimdi bu seçimdeki milletvekilliği başarı veya başarısızlığı üzerinde de birkaç kelam edelim. Cumhurbaşkanlığı seçiminde zaten tek kişi üzerinden oy veriliyor. Onun için zaten orada tamamen liderler yarışıyor. Ama milletvekilliği öyle değil ki… Bir ilde, hadi bizim ilimiz Balıkesir olsun. Burada adayların sayısı 9 ve insanlar burada parti üzerinden oylarını veriyorlar. Buradaki en önemli faktör sıralama değil mi, evet… Peki, bu sıralamayı kim yapıyor; en son kararı yine genel başkanlar veriyor. Tamam, ara faktörler ve etkenler var ama nihai kararı yine genel başkanlar veriyor. Bazı illerde belki kanaat önderleri niteliğinde isimler olabilir ve genel başkanlar onların kanaatine göre karar verebilir ama birçok ilde belli kriterler bir iki üst düzey görüşü ve sonunda yine mührü vuran bellidir.
Bugün bu seçimlerin üzerine sözü fazla uzatmak istemiyorum ama son şeklini veren genel başkanın bu listeleri illere gittiğinde birçok insan sükûtu hayale uğradığını ifade ediyor. Özellikle bu seçimlerde o kadar fazla oldu ki bu ve sadece bizim ilimizde de değil birkaç ilde de ben bu yönlerde bir sıkıntıların olduğu haberlerini aldım. Yani iş öyle bir duruma geldi ki ben Cumhurbaşkanlığında şuna atacağım ama onun partisine atmayacağım lafları sadece bir partiden de değil yüksek seslerle söylendi.
İşte durum böyleyken ve her şeyler parti genel başkanlarının iki dudağının arasındayken, bence bugün hepimizin öğrendiği sonuçların müsebbipleri de onlardır. Bence Türkiye siyasetinin en önemli gerçeği ve sıkıntısı bu…
Yani durum bu olduğu için, seçim sistemi de böyle olduğu için seçim sonuçlarının başarısı da başarısızlığı da genel başkanlarındır.