Uzmanına Sorduk; İşte Cevaplar - Ramazan Karaca
SON DAKİKA

Uzmanına Sorduk; İşte Cevaplar


Günümüzde artık çok sık yaşanan şiddet, özellikle kadına şiddet, çocuk tacizleri ve cinsel istismarlar vb. gibi vakaların sebebi nedir?  Ayrıca, bütün bunlar karşısında neler yapmalı ve nasıl davranmalıyız; en önemlisi bunların getirdiği kaygılar karşısında neler yapmalıyız? Bunları daha önce şehrimizin çok değerli Psikiyatrı İlhan Ergörün’e sormuştum; işte cevapları…
Bu tacizlerin kökeninde neler var. Cinsel istismar, çocuk tacizleri gibi olayların kökeninde ne yatıyor?
-Şimdi bakın, cinsel suçlarda hep araştırmaların vardığı ortak bir nokta var. Cinsel bilgilenme, cinsel bilgi, cinsel açıklık duygusu oluştuğu zamanlarda bu suçlar azalıyor. Ama yalnız bu çok fazlaya gittiği zaman da bu defa cinsel suçlar farklı boyuta bürünüyor. Kapalı toplumlarda hep gizli yapılan, suç olarak yapılan bir eyleme dönüşüyor cinsellik. Çocuklara karşı işlenmesi de bir sapkınlık, bir bozukluk. O insanın bireysel anlamda, kendisinde bir ruhsal bozukluk var demektir. Buna o gözle bakmamız gerekiyor. Yani sadece kapalı bir toplum olmak değil, ruhsal bozukluk da buna yol açabilir. Anne babaların en çok çekindikleri bizimle görüşürken, anlattıkları cinselliği konuşamamaları oluyor. Yani nasıl anlatacaklarını bilmiyorlar. Nerde ne anlatılır, ne kadar anlatılır, nerede uyarı yapılır gerektiği konusunda çok bilgili değiller. Bu konuda da çok bilgi eksikliği var. İşlenen cinsel suçların çok büyük bir bölümü açıklanamıyor. Mağdurluk duygusu bir suçluluk duygusuna dönüşüyor. Aslında yapan suçluyken, mağduru suçluluk duygusuyla açıklamıyor. Hayatının başka bir evresinde başka bir travma ile karşılaştığında bunların da etkisiyle ağır bir depresyon yaşıyor. O zaman biz fark ediyoruz ve anlıyoruz böyle bir tacizle karşılaşmış. 

Şu anda televizyon yayınları, programları, diziler, filmler bu anlattıklarınızı tetikliyor mu? Mesela bu toplumsal travmalara bunların negatif etkisi var mı?
-Bu çok tartışılmış bir konudur. Ne kadarı verilmeli konusu, dünyanın her yerinde problem olmuştur. Aslında bilgi verilir ama görüntü önemlidir. Çünkü bilimsel veriler gösterir ki, görmek de şiddete maruz kalmakla benzer etkiye sahiptir. Yani şiddet görüntülerini izlediğinizde beyninizde adeta bir yazılım oluşuyor. Şiddete yatkınlık, şiddete ait bir seçenek kullanma, şiddet görüntüleri…Bunlar sizin yaşantınızda var olanlara dönüşüyor. Şiddete maruz kalmak kadar şiddeti görmek de benzer şiddet eğilimlerini arttırıyor. İntihar haberlerini salgın gibi duymaya başlarsınız. Köprüden atlama olayı oluyor, arkasından birkaç tane daha oluyor. Özendiriyor ve seçenek yaratılmasını sağlıyor. Kontrollü vermek lazım. Yıkıcı olmadan ve şiddete eğilim olmadan vermek lazım. Dizilerde silah ve güç duygusu çok abartıldığında tehlikeli oluyor. Dizi de verilenler olabilirliği sağlıyor. Bir başka insan buna yatkınsa, tabi ki herkes için söylenmez ama bunu uygulayabilir. Gördüğünü uygular. İnsanlar kendilerinin çok özgür olduğunu sanırlar ama verilen kadar özgürüzdür. Aldığımız bilgi sanki bize aitmiş gibi sanırız.
 

[email protected]

YAZIYI PAYLAŞ!

YAZARIN SON 5 YAZISI
27Şub

BALIKESİR’İ SEVİYORSAK…

19Şub

Hızlı Tren Gelmez mi Ola !!!

12Şub

Seçimleri Kim Kazanamaz!!?

06Şub

6 Şubat, Deprem ve Balıkesir

18Ara

Futboldaki Kaos